Günümüzde, çevresel kaygılar ve iklim değişikliği endişeleri giderek artmaktadır. Bu durum, endüstrinin ve işletmelerin sürdürülebilirlik odaklı bir dönüşümüne yol açmıştır. Bu dönüşümün merkezinde ise “yeşil sanayi” kavramı bulunmaktadır.
Yeşil sanayi, çevresel etkileri en aza indirmek ve doğal kaynakları daha verimli bir şekilde kullanmak amacıyla çeşitli yenilikçi teknolojileri ve uygulamaları içeren bir endüstriyel yaklaşımı ifade eder. Avrupa Birliği de 2050 yılına kadar sanayi politikalarında köklü bir değişim hedeflediği için yeşil sanayi konusunda atılımlar yapmaya başladı.
Yeşil sanayi, çevresel etkileri en aza indirmeyi amaçlayan, sürdürülebilir üretimi destekleyen, doğa dostu bir sanayi dalı olarak ifade edilmektedir. Bu yaklaşım ile atık yönetimi, enerji verimliliği, çevre dostu üretim teknolojileri ve yenilenebilir enerji kullanımı gibi faktörlere odaklanma sağlanmaktadır. Bu sayede çevresel karbon ayak izinin azaltılması hedeflenmektedir.
Yeşil sanayi, işletmeler için sadece çevresel faydalar sağlamakla kalmaz, aynı zamanda ekonomik faydalar da sunar. Klasik üretim yöntemleri ile ilerleyen sanayilerin yeşil sanayi olmaları için izlemeleri gereken yol yeşil dönüşümdür. Bu noktada sanayi yöneticilerinin, sivil toplum kuruluşlarının ve hükümetlerin üretimleri yeşil dönüşüme yönlendirmeleri ve teşvik edici adımlar atmaları oldukça önemlidir.
Verimlilik artışı, atık azaltma ve yenilikçi çözümlerle rekabet avantajı elde etme gibi unsurlar, işletmelerin uzun vadede sürdürülebilir bir başarı elde etmelerine yardımcı olur. Ülkemizde Aralık 2023 itibariyle 6 yıl sürecek olan 450 Milyon dolar bütçeli Dünya Bankası destekli TUBİTAK ve KOSGEB aracılığıyla işletmelere sunulmak üzere “Türkiye Yeşil Sanayi Projesi’’ başlatılmıştır.
KALSİAD – Kalkınmacı Sanayici İşadamları Derneği © 2024
Tüm hakları saklıdır. Her hakkı KALSİAD’ a aittir.