KALSİAD

Uluslararası ilişkilerde kalkınmacı yaklaşım, ülkelerin sosyo-ekonomik kalkınmasını ve refahını artırmaya yönelik stratejileri ve politikaları içerir. Bu yaklaşım, gelişmekte olan ülkelerin uluslararası sistemde rekabet gücünü artırmayı, fırsatlardan eşit şekilde yararlanmasını ve dışa bağımlılığını düşürerek kaynaklarını etkili bir şekilde kullanmasını sağlamayı hedefler. Kalkınmacı yaklaşım, genellikle ekonomik büyüme, sosyal adalet ve çevre, toplum, yönetişim odağında sürdürülebilirlik gibi unsurları bir araya getirir.

 

Ekonomide kalkınmacı yaklaşım; devlet politikaları, sanayileşme, ihracat odaklılık, altyapı yatırımları ve beşerî sermaye gelişimi gibi beş ana hatta işlevini sürdüren bir sistemi teşkil eder. Devletin politikaları kapsamında sanayileşmeyi ve ihracatı teşvik eden kalkınmacı yaklaşım 1950’li ve 1960’lı yıllarda devletlerin takip ettiği ithal ikameci (ithal edilen ürünlerin yerli üretimini yapma stratejisi) politikalar ithalatı kısıtlama ve yerel üretimi teşvik etme şeklinde sürüyordu. Ancak 1970 sonrasında başta Güney Kore ve Tayvan olmak üzere bazı ülkeler ihracat odaklı sanayileşme stratejilerine yöneldiler. Bu strateji beraberinde geliştirilen politikalar ve ekonomik organizasyonlarla beraber ülkeler hızla sanayileştiler ve büyük başarılar elde ettiler.

 

1990 ve sonrasında küreselleşme trendiyle serbest piyasa ekonomisi hızlı bir gelişme göstermiş olsa da devletin stratejik sektörlerdeki etkisini sürdürerek, kalkınmacı yaklaşımı, sürdüren ülkeler de olmuştur. Günümüz koşullarında serbest piyasa ekonomisinin etkisi artarak devam etse de devlet politikaları, uluslararası arenada yaşanan gelişmelerin ülkelerde uygulanması ve rekabetteki eşitsizlikleri önlemek gerekliliği sebebiyle etkisini korumaktadır. Bölgelerde yaşanan gelişmelerin ve sorunların farklılıkları da devletlerin vatandaşlarına katkı sunacak gelişmeleri desteklemesi gerekliliğini beraberinde getirmiştir.

 

Küreselleşmeci yaklaşım beraberinde ortaya çıkan durumda sermaye sahiplerinin sermayelerini kullanarak geliştirmeleri ve dünya üzerinde bu egemenliği elde ederken, hem teknoloji ve birikim transferi sağlaması hem de ülkelerde ilgili sektörlerin kalkınmasının ve gelişmesinin önünde bir engel teşkil etmesi gibi olumlu ve zararlı tarafları ortaya çıkartmıştır. Yabancı sermayenin ülke içerisinde sağlayacak ekonomik gelişmelerin sürdürülebilir olması için ülkelerdeki sanayinin gelişmiş olması ve insan kaynağına olanaklar sunması gerekmektedir. Her ne kadar özel sektörde bir rekabet ortamı olsa da uluslararası dengeler ve siyasi gelişmeler burada devletlerin rolünün önemini bir kere daha göstermiştir. Bu kapsamda şirketlerin kapatılmasına sebep olan krizlerde onların ayakta kalması noktasında politikalar geliştirmiş olan Güney Kore oldukça özel bir örnek teşkil etmiştir.

 

Bu sebeple öncelikle piyasanın tanınması ve ulusal-uluslararası süreçlerin yorumlanması noktasında birikim sahibi olunması gerekmektedir. Sağlanacak olan kazançların ve girdilerin sürdürülebilir ve devlet yararına olması gelecek ve güvenlik için büyük bir öneme sahiptir. Devlet politikalarına ve hukuka uygun bir şekilde yapılacak olan süreçler şirketlerin, yatırımcıların hem yerelde hem de uluslararası piyasalarda hakimiyetini daha sağlam zemine bağlayacaktır. Bu noktada devlet politikalarında bulunacak açıklar, fırsatları değil tehditleri geliştirecektir. Sürdürülebilir ve güvenilir gelişmelerin uygulanması noktasında karşılaşılan sorunların çözümü için yürütülecek çalışmalar, analizler ve raporlar önce devlet sonra devletlerarası arası arenada vatandaş, iş insanı, yatırımcı ve tacirler için kalıcı katma değer üretilmesine zemin hazırlayacaktır.

 

Günümüzde yaşanan gelişmelerin dışında kalmak ya da dahil olmak gibi bir kavram yanıltıcıdır. Şayet Amerika Birleşik Devletleri’nin tüm eyaletlerinin hukuku şahsına münhasır işletilirken, her vatandaşın dünyanın her yerinde vergi mükellefi olması değişmez bir kaide konumundadır. Bunun yegâne temeli de ABD’nin sahip olduğu ekonomik ve politik güç sebeplidir. Devletlerin güçlü politikalara sahip olmaları kadar hukuka uygun işlerin yürütülmesi bu süreçlerde mihenk taşı olarak yer tutmaktadır. Sürdürülen politikaların ve konjonktürün yorumlanmasına ilişkin hazır bulunuşluluk en temel gerekliliktir. Bunun inşasında da yürütülecek çalışmaların etkili bir strateji etrafında profesyonellikle sürdürülmesi gerekir.

 
Neler Yapılabilir?

 

    1. Strateji raporu hazırlanarak yayınlanabilir.

Üyelerin, üye olacakların ve dışardan takip edenlerin, Derneğin misyonu, vizyonu ve nosyonu hakkında bilgi sahibi olmasını sağlayacaktır. İlgili alanlarda fayda sağlamak isteyen kimseler için de cazibe merkezi olacaktır.

 

    2. İktisadi ve Dış Ticari Faaliyetlere Yönelik Araştırma Merkezi Kurulması

Günümüz koşullarında yayınlanan çalışmalar ilişkin belgeler ve istatistiklerle yayınlandığı zaman daha etkili olmaktadır. Olan bir bilginin aktarılması da tamamen kaynağın güçlenmesine zemin hazırlar. Açık kaynaklardan başlayarak, üyeliklerle bilgilerin alınabileceği merkezlerle iletişimi kuran bir araştırma merkezinin kurulması araştırılan konularla ilgili hem başlıkları geliştirecek hem de bilinci artıracaktır. Bunun yanında üyeleriyle ilgili donanımı paylaşan Dernek sağladığı faydayla yaptığı işlerin kalitesini ortaya koyacaktır. Bu kapsamda önemli başlıklar;

 

  • Pazar araştırmaları
  • Uluslararası gelişmelerle ilgili raporlar
  • İstatistiki analizler
  • Sanayiye ilişkin anketler ve analizleri
  • Sosyal etkiyi ölçen anketler ve etkileri
  • Akademik anlamda bültenler oluşturma

 

    3. Eğitim Programları ve Ortak Bilgi Havuzu

Dernek bünyesinde alanda uzman isimlerle yüz yüze ya da çevrimiçi eğitim programları düzenlenerek daha geniş kitlelere ulaşmak ve ihtiyaçlarına çözüm için bir arada olma bilincinin verilmesi. Üyelerin kazanımlarını aktararak ortak bilgi ve birikimin inşası.

 

    4. Diğer Birimlerin İhtiyaçlarına Odaklanarak Ekonomik ve Dış İlişkilerin Gündemini Belirlemek

Konunun sınırlarının iyi çizilmesi çalışmalardaki odağın başlıca gerekliliğidir. Çalışılan konularla ilgili diğer birimlerin stratejilerini ve çalışmalarını anlayarak bu noktada komisyonca sağlanacak ihtiyaçların belirlenmesi. Başta fikri ve sınai haklar, yeşil dönüşüm olmak üzere bilinç gerektiren konular hakkında ortak çalışmalar hazırlamak.

 

    5. Yenilikçi Sistemlere İlişkin Farkındalık Oluşturmak

Koçluk ve mentorluk sistemleri geliştirerek hem öğrenme süreçlerini hızlandırma hem de yeniliklere hızlı entegrasyon büyük bir ihtiyaçtır. Bu alanda organizasyon gelişimi, yönetim sistemleri ve uluslararası modeller hakkında çalışmaların yapılması faydalı olacaktır.

KALSİAD Ekonomi ve Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı

Burhan Kerem Özdemir